ASKER ÇANTASI
Yorgun omuzlardan yere kayar bir çanta
Ve kabuk değiştirir bozkırda binbir böcek
Ekmek kadar eskidir ve ekmek kadar kutsal
Şimdi seni özlemek
Güneş yenilenirdi biz çılgın öpüştükçe
Yenilenirdi deniz yengeçler ve çakılllar
Kara çirkin düşlere yumardık gözlerimizi
Uyanırdı martılar
Hangi uzak stepte bir asker vurulurdu
Biz kışlalı düşlere uyanırdık usulca
Bozkır akşamlarında solacak bir gelincik
Acırdı soludukça
Yorgun omuzlardan yere düşer bir çanta
Sen uzak kışlalarda mutlu umutlu coşkun
Ve ılık bir matra susuz dudaklarında
İNSANLAR ÖLDÜRÜLÜRKEN
Hangimiz geçmedi aşkın köprüsünden
Sarmadı bir gövdeyi yaşama sevinciyle
Küskün doygunluklarla bekleyip sabahı
Yalnız geçecek gecelerini saymadı
Belki çirkin bir sözdür borç ve para şiirde
Alkol gibi gizlice söz edilir açlıktan
Hangimiz tanımadık sofrada yoksulluğu
Utanmadık konuklar geldikçe, evimize